sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan, yoğun kaygı, endişe ve korku duygularının bir arada yaşanması durumu olarak tanımlanıyor.
"Bu kaygının nedenlerine bakarsak, en basit sebebin öğrencinin sınava yeterince hazırlanmadığını veya bilgisinin yeterliliğine inanmadığını görürüz. Bu durumda sınava girdiğinde, bildiklerini tam kullanamadığı için heyecanlanır, dikkati dağılır, süreyi iyi bir şekilde kullanamaz ve sonucunda başarısızlığın sebebini ya sınav kaygısına ya da diğer dış etkenlere bağlar. Başarıya ulaşmak için öncelikle yapılacak şey planlı ve programlı çalışmak ve bilgi donanımını daha iyi bir hale getirmektir. Daha sonra sınav performansını düşüren diğer etkenlere bakılmalıdır; çocuğun yaşadığı aile ve çevre sorunları, duygusal sorunlar, dikkat eksikliği-hiperaktivite, öğrenme bozuklukları, motivasyon sorunları vb. gibi. Bazı öğrenciler gerçekten verimli bir şekilde hazırlanmış olup gene de sınavda istediği başarıyı tutturamaz. Bu durumun sebebi, öğrencinin ailesinin veya yakın çevresinin kendiyle ilgili olan beklentilerini karşılayamayacağını düşünüp endişelenmesidir. Kişi, o güne kadar hep başarılı bir öğrencilik hayatı olduğundan şimdi de buna uygun bir performansı sergilemesi gerektiğini yoksa utanacağını hatta acınacak duruma düşeceğini düşünüyor olabilir. Öğrenci sınavın etkisini gözünde gerektiğinden fazla büyütüp, bu sınavın sonucunu doğrudan yaşamdaki başarılarına bağlıyor da olabilir. Hatta bazıları, yeteneklerini bir kenara bırakıp kendilerine duydukları güveni, aldıkları puanlarla doğru orantılı şekilde ölçmektedir.